bugün

entry'ler (486)

platonik aşk

şu son zamanlarda bir kere daha yaşadığım durum. kesin olarak diyebilirim ki bu zamana kadar hiçbiri bu kadar yoğun olmadı. Hissettiğin sevginin çok fazla olması çok zor çünkü her duyguyu uç noktalarda yaşıyorsun. nasıl yani? heyecanı , korkuyu , mutluluğu , hüzünü hepsini aşırı yoğun yaşıyorsun. bu seni o kadar çok yoruyor ki aşırı yıpranıyorsun. gerçekten fazla sevmek iyi değil.

5 hafta gibi bi süre önce itiraf ettim tüm cesaretimi toplayıp. hayatımda ilk defa gidip bi çocuğa itiraf ettim. ne kadar zor olduğunu düşünün. çocuk kibar ama çok duygusuz biri. birine karşı bir şeyler hissetmesi için özel şeyler olması gerektiğini söyledi. dış görünüş vs ona göre bir şey ifade etmiyormuş. inanın o özel şeyleri hala bilmiyorum. özetle birine karşı bir şeyler hissetmesi çok zormuş. bana karşı bir şey hissetmediğini ama beni tanımak istediğini , belki zamanla olabileceğini söyledi. aslında olmamamız için fazla sebep yoktu çünkü aşırı uyuşuyorduk. müzik zevki , fikir yapısı , mizah anlayışı ayrıca beni güzel de buluyordu. hani bakıldığında hiçbir sebep yok ama hisler işte. olmayınca olmuyor. buluştuğumuzda gayet iyiyiz , mesajlaşıyoruz vs ara sıra ama olmadı işte. 5 haftadır bana karşı bir şey hissedemedi. zamana bıraksam da olmayacak çünkü benim çabamla yürüyor gibi. ben mesaj atıyorum iletişim kuruyorum vs. tamam gayet güzel sohbet ediyoruz ama onun bi çabası olmadığında ne kadar ilerleyebilir ki. bu 5 hafta benim için o kadar zordu ki sürekli üzülmek, heyecanlanmak beni gercekten çok yordu. sanırım artık yapabileceğim bir şey kalmadı. benim çabalarımında sonu geldi artık bir yere kadar ilerletebilirim. gercekten çok üzgünüm ve insanın elinden bir şey gelmemesi çok kötü. kendimi hazırlamam gerektiğinin de farkındayım. fakat bu öyle zor ki sanki insanın içinden bir parça kopup gidiyor gibi. gercekten abartmıyorum. benim için bu kadar zor olan şeyi yapmam gerek onun farkındayım.zaten o da farklı şehirde okuyor. o gittiğinde tamamen kopacağız onu da biliyorum. ilk defa gercekten doğru birini buldugumu sanmıştım. belki gercekten o çocuk doğru biriydi ama beni sevemedi işte.

sona geldiğimde bi passenger şarkısının sözüyle bitirmek istiyorum. "eğer ihtiyacın olan şeyi elde edemezsen , sana hayal kurmayı bıraktıran şeylere ihtiyaç duymayı öğrenirsin."

sözlük yazarlarının itirafları

evet saat 3.41 ve ben burada biten üzücü bir ilişkimi anlatacağım. bilmiyorum içime sindiremiyorum o yüzden yazmak istiyorum. ne biliym bir iki insan okur da bir daha dünyanın gercekten kötü insanlara sahip oldugunu düşünür. Neyse konu uzun. Yazmaya başlıym

ünvnin ilk haftaları , yeni yeni sınıf wp grupları kurulmuş , ortamlar kuruluyor vs. benim de çok özgün farklı farklı wp resimlerim olur. okulda genellikle siyah giyinen bir tarza sahibim. Koydugum wp resmi de siyah beyaz olan çok özgün ve beni anlatan bir resimdi. çocugun dikkatini çekmiş bana mesaj attı. beğendiğini söyledi derken konuşma yürüdü. kafa tarzımız baya uyuşuyormuş ve biz o gün 10 saat falan wp da mesajlaştık. aşırı anlaşmıştık. hem mizah tarzı olarak hemde kafa yapısı vs.. her türden gercekten uyuşuyorduk. neyse biz bununla baya yakın arkadas olduk okulda birlikteyiz sürekli , evde sürekli mesajlaşıyoruz falan derken 2 ay geçti ve bana aşırı değer verdiğini çook uzun bir mesajla açıkladı. ama hala sevgili olmadık. ikimizde birbirimizden tam etkileneceğimiz zaman sevgili olacaktık. neyse 3 ay normal arkadas 1 ay flört dönemi olmak üzere 4 ay sonra çıkmaya başladık. her şey çok doğal gelişti ve birbirimizden hoşlandıgımızı anladıgımızda çıkmaya başlamamız iyiydi. o kadar anlaşıyorduk ki hiç tartısma vs yaşamamıştık. bana mükemmel bir çıkma teklifi etti. çıkmaya başladık. her şey çok güzeldi. bana her fırsatta bana olan sevgisini uzun uzun anlatır/yazardı. bana o kadar sadıktı başka hiçbir kıza bakmazdı ve beni bölümdeki en güzel kız olarak düşünürdü ve ben ısrarla benden daha güzel olanları söylerdim , iplemezdi bile. yani onun kafasında zaten mükemmeldim. ne biliym beni sürekli geleceğine koyardı , sürekli ilerki yıllar hakkında konuşurdu. o bana ben ona gercekten çok alışmıştım. her gün okuldan sonra eve geldiğimizde görüntülü konuşuyorduk. sürekli özlüyorduk çünkü birbirimizi. o pc derslerinde çok iyiydi hatta bölümde en iyisiydi. bana bıkmadan saatlerce ders anlatırdı. birlikteyken hiç sıkılmazdık zaten. ya birde böyle günümüzdeki iğrenç aşkooom ilişkisi yoktu bizim. aşırı eğlenirdik. mizah seviyemiz uydugu için her an yerlere yatarcasına gülebilirdik. kaba , odun biri değildi de , yeri geldiğinde de sevgisini belirtirdi de zaten. ilişkimiz boyunca da hiç kavga etmedik aşırı mutluyduk ve ara tatilde memleketine gideceğinde 1 ay nasıl dayanacağız çok özleyeceğiz diye üzülürdük. çok bağlıydık çünkü. öyle bir ilişkiydi işte. bir ilişki ne kadar güzel olabilirse öyleydi. mesela bana ders anlatırken göz göze geldiğimizde söyleyeceği kelimeleri unutup dalıp giderdi. ve ben bu adam seni seviyorum demese bile olur , belli ediyor zaten derdim kendi kendime. neyse doğum gününe 1 ay kaldı çocugun. güzel bir fikrim vardı. uğrasılmış hediyeleri seviyordu ve bende öyle bir hediye düşünmüştüm. ona defter hazırlayaccaktım. ergen gibi demeyin benimki biraz daha farklı. yani şu da var. mizahi öğeleri ikimizde çok seviyoruz. bu caps sayfalarında 2 kişinin oldugu çok komik capsleri tek tek bulup indirdim. editleyip kendi kafalarımızı koydum. bazı yazıları değiştirdim kendimize özgü şeyler yazdım. ama aşırı güzel görseller çıktı ortaya. deli vakit harcadım çünkü çok resim bulmak istiyordum. neyse 1 ay bununla ve her gün görüntülü konustugumuzda ssler aldım baya komik ss ler yakalamıştım , onlarla ugrastım işte. neyse doğum gününe bir kaç gün sonra 60-70 caps resimleri , 60 tane falan birlikte çekindiğimiz resimler ve 30-40 tane de ss aldıgım resimleri word dosyasına attım. bu işlem de uzun sürdü tek tek atıp boyutlarını ayarlamak vs uğrastırdı beni. neyse ben üşenip erinmedim çünkü değer verdiğim birisiydi ,neyse hediye bir kaç gün gecikecekti , tüm görselleri siyah deftere yapıştırıp bir şeyler yazıcaktım vs. neyse worde attıktan sonra sabah dışarı çıkıcam resimleri çıkartıp malzemeleri alıp yapıcam hediyeyi. bi kafede yaptım 4-5 sayfa eve gittim sonra. evde yapamam hediyedi ailem bilmiyor çünkü , bilseler kızarlar. o günde nasıl hastayım ama , hasta hasta çıktım evden hediye ile ugrastım , geri kalanını ailem yatınca yapıcaktım gece. neyse 2-3 gündür tadı yok çocugun bir şeye canı sıkkın ama mesele sen değilsin içim sıkılıyor diyor derken doğum gününden 1 gün sonra sana açıklayacağım her şeyi dedi. (doğum günü de aşırı uzun bir mesaj atmıştım , onuda deftere yazmıştım , aklıma geldi söyliym dedim) ulan korktum yani hani ne olabilir ki dedim. kavga etmişliğimiz falan yok. gece 9 gibi açıklıyorum dedi 30 dkyı geçik yazdı ve gönderdi.

damarlarımdan akan kanı , organlarımın sesini , ve tüm vücudumun kollarımdan başlayarak uğuştuğunu hissettim okurken , buz gibi olmuştu ellerim kollarım . şimdi diyeceksiniz noldu ulan o kadar diye. aldatılmışım. hemde 5 yıllık ilişkisi varmış. memleketinden biriymiş. kız eski facebook hesabından çocugum instagramına bağlanmış , okumuş oradaki tüm mesajlarımızı aramış hemen çocuğu. 4 saat konuşmuşlar. kız anlat her şeyi ona demiş. işin garip tarafı kız çocuktan ayrılmamış. tabi 5 yıl , bağını koparıp nasıl atsın ki hemen ? sonra çocukta anlattı bana işte. merak ettiğimden sordum beni hala seviyor musun peki diye , tabi ondan önce çıldırdım sayıp sövdüm , nasıl çıldırmıym ki ? beni artık sevmiyormuş. yani öyle söyledi bilmiyorum. o kıza da aşıkmış , aşık olan biri nasıl aldatır onu da bilmiyorum. beni gercekten sevdiğini ve yalan söylemediğini söylüyor. neyse kızın resmini atmasını istedim zaten sende var dedi. bir ara ikisi ile olan resmini biz flörtleşirken bana atıp instaya atıym mı diye sormustu. neyse ben kızı kıskandım biraz sonra kız için acıtasyon yapabileceği bir şey söyledi ve ben kendime kızdım o kızı kıskandığım için. düşünebiliyor musunuz ? neyse o gece defteri tamamlamak yerine tüm resimlerimizi yırttım yazdıgımın sayfaları yırttım. onca çaba harcadıgım editlediğim resimleri gören tek insan ben oldum , o kadar ss aldıgım resimleri de. ağlayarak 150-160 resmi , saatlerimi harcadıgım hediyeyi yırtıp çöpe attım. o kadar zordu ki benim için . bunu anlatmama kelimeler yetmez. ilk defa doğru insanı buldugumu sanıyordum. doğru değilmiş işte. o çocuk kızla şu an memleketinde gününü gün ediyor (mutlular mıdır değiller midir bilemem ama hala sevgililer sonuçta)bende aldatılışımı içimi yedirmeye , hafifletmeye çalışıyorum. ne kadar garip dimi aşırı güvendiğin insanın bunları yapması , yaptı işte.

güvenmeyin , kimseye tırnağınızın ucu kadar bile güvenmeyin. size göz göre göre gelecek vaatleri verip hiç beklemediğiniz bir anda bırakır sizi ve siz tek bir cümle ile kalırsınız . ben bunları hak etmedim.

kreator

Şu saatlerde yumuşak şarkılar dinlemek yerine tercih ettiğim gruptur.
Hele ki yeni albüm olmuş be dedirtir. Günümüzde hala thrash metalin etkinlik gösterebilmesi beni mutlu ediyor. Her ne kadar değişiklik gösteren thrash metal grupları olsa da saf thrash e yakın thrashin yapılması beni mutlu ediyor. Kreator bu işi iyi biliyor. Bu grup da her ne kadar 90'larda Nirvana'nın piyasaya girmesiyle thrashin darbe alması sonucu etkilense de yıkılmadan ara sıra değişik gösterip günümüze saf formuyla gelmiştir. Almanlar biliyor işi. Keske Türkiyede de thrash metal gruplar oluşup ilerleyebilse.

interpals net

türklere lanet girsin dediğim sitedir. ülkemden utanıyorum abi bune. hesabı açarken bile resmimi koyar koymaz mı mesaj gelir ? daha profilimi bile tamamlamamışken düşünün. neyse hesabı aldım başladılar paso mesaj atmaya. elbette yabancılar falan da yazıyolar ama yarısı türk lan. diyorum ki türkçe konuşmuyorum ingilizce konusmak için üye oldum siteye diyor ki benimle ingilizce konuş. resmen yazık yabancılara ya. neyse dedim ki kendi ülkem ya engellemiym falan. bir mesaj aldım söverek tek hamlede türkiyeyi engelledim. tahmin edin ne yazmış barzo. ''senin resmini masaüstü fotoğrafı olarak yaptım. Senden önce blabla mankenin resmi vardı ama seni görünce değiştirdim senin resmini yaptım'' ulan barzo 32 yaşındasın bir utan 20 li yaşlarda birine böyle bir mesaj atmaya. hayvan mısın nesin türün ne ? utanmıyolar da bu nedir ya. işte bu mesajı alır almaz şikayet etmekle birlikte türkleri engelledim. neyse ki sağlam ingilizce konuşan bir kaç türkle önceden konuşmaya başlamışım ki pek sorun olmadı. afganistanlı ülkeler de yürüyor arada. geçen ''umarım snapchat kullanıyorsundur yoksa her gün 20 dakika boyunca senin resmine bakmak zorunda kalacağım * )'' şeklinde bir mesaj aldım. nasıl bir yapınız karakteriniz var anlayamıyorum. yahu ingilizce geliştirmek için mükemmel bir site fakat böylelerine tahammul etmek cidden zor. eğer türkleri engellemezseniz her 5 dakikada bir barzoyla denk gelebilirsiniz. şimdi göt gibi kaldılar sadece profilime girip çıkıyolar. onun dışında cidden sağlam arkadaşlık kurduğum bir kaç kız oldu ve hani gerçekten dilim gelişiyor. biraz önce yazdıklarımı umursamazsanız çok iyi bir site.

hiç yakın arkadaşı olmayan insan

benimdir. yaşadığın olaylar ve sahip olduğun duygusal değişim ve çöküntü sonucunda ortaya çıkan durumdur. insanlara güvenememe veya dış dünyadan kendini tamamen çekmek veyahut hiç bir şey istememek.

elbette hoş değil , dış dünyadan kendini tamamen koparmak veya hiç bir yakın arkadaşının olmaması , ama yediğin kazıklar ve 10 yıllık arkadaşının hiç beklemeyeceğin davranışlarda bulunması sonucu böyle olması gayet normaldir. bunun dışında şunu söyleyebilirim ki bir noktadan sonra alışıyor insan , hiç yakın arkadaşının olmamasına. o noktadan sonra daha da kolay oluyor yaşamak.

en gaz metal şarkılar

slayer - disciple
slayer - jihad
slayer - chemical warfare
slayer - south of heaven
kreator - phobia
kreator - people of the lie
kreator - impossible brutality
kreator - extreme aggression
kreator - enemy of god
kreator - betrayer
exodus - riot act
exodus - blood in , blood out
destruction - thrash 'till death

daha bu liste uzar gider.

cennette rte ile karşılaşılaşsanız ne yapardınız

ulan cenneti de mi çaldın ? derim.

cennet değildir ya o , hani rte ve cennet , olum bu alexis texasın namusluyum demesi gibi bişey.

yazarların şu an dinlediği şarkılar

Machine head - aesthetics of hate.

zil sesi south of heaven olan insan

benimdir , ciddi ciddi benimdir.

mr robot

diziye başlamadan entry girmiştim burada , umarım şaşırtır beni falan diye , ciddi ciddi aşırı şaşırttı bu dizi beni. bu kadar sağlam ve akıl zorlayıcı bir dizi olacağını tahmin etmiyordum. aslında 1. bölümü izler izlemez hakkında yazıcaktım birşeyler ama spoiler yerim diye bitirince yazmak istedim.

elbette dediğiniz gibi fight club esintisi var , hatta dexterla da alakalı biraz. ama iki efsane için alıntı yapmak kötü değil bence. iyi yapmışlar ve harbi sağlam olmuş. aşırı akıl zorlayıcı , hem beğendiğim için hem de kaçırdığım bir kısım olmaması için yeniden izliycem 9 bölümü.

aynı şekilde mükemmel bir sezon finali geleceğini tahmin ediyorum. 9 bölüm boyunca hiç sıkılmadım. böyle güzel devam ederse breaking bad , dexter , prison break gibi efsanelerin içine gireceğini tahmin ediyorum.

sözlük yazarlarının ruh halleri

aşırı mutlu , hatta o kadar mutluyum ki çabuk bozulmasından çok korkuyorum.

presage

ulan araştırıyodum şöyle , hani hiç mi türk thrash metal grubu yok mu falan diye. wikipedia da rastladım.

gruba gelirsek ilk türk progressive - thrash metal grubu sayılıyor. ilk albümleri planet hatred mış. dinledim bir kaç şarkısını gayet başarılı.

biraz önce knife şarkısını dinledim baya hoşuma gitti. hatta baya baya iyimiş.

aynı hızla children of the bomb ı da dinledim. dediğim gibi baya sağlam. daha fazla ayrıntıya girmiycem diğer şarkıları da baya iyi.

abi grup türk ve baya başarılı bir thrash metal grubu. fazla değeri bilinmemiş , sesi duyulmamış gruplardan ama oldukça iyi. grup önceden dağılmış , sonra yeniden toplanmış. umarım değerlenir ne diyim ki.

metal dinleyen insanların genel özellikleri

yok kedi kesiyor yok yıkanmıyor falan filan mal mısınız abi ?

metalciler de normal insanlardır. kendinden de biraz örnek verirsem siyah giyinirler ve uzun saçlı olurlar , hepsi uzun saçlı olcak diye bir kaide yok ben öyleyim

onun dışında genel olarak grup tişörtü giyerler bu da çok normal , ben genel olarak slayer , kreator , exodus falan giyiyodum. yalnız kreator tişörtünü gerçekten çok zor bulmuştum.

metalci demek illa ki gotik olmak ne biliym , satanist olmak ya da uydurduğunuz diğer saçmalıklardan değildir. bunu anlamanız gerekir. metalin de milyon tane dalı var. yani özet geçersek metalciler de sizin gibi normal insanlardır.

ben bu yazıyı sana yazdım

bugün rüyamda seni gördüm , o kadar mükemmeldi ki. hani aşırı gerçekçi rüyalar olur ya , öyle bir rüyaydı işte. birlikte seninle aynı ortamdaydık , ben gene espri falan yapıyorum. sen gülüyosun ve dayanamayıp kafamı göğsüne basıp sarılıyosun. o kadar güzel sarılıyosun ki bitmesini istemedim. içimi mükemmel bir huzur dolmuş , bir süre o halde kaldıktan sonra ben çekiliyorum. sen bana telefonunu verip istediğin şarkıyı açmamı istiyosun , sanırım teomandı. o bile aklımda kalmış. açıyorum beraber dinliyoruz. sen bana gene sarılıyosun. sonra tekrar konuşuyoruz falan filan derken uyanıyorum. uyandığımda da o kadar mutlu ve huzurlu uyandım ki , gerçekten çok güzeldi. hep seni görsem , hep böyle rüyalarla uyansam olmazdı. uzun süredir gördüğüm en mükemmel rüyaydı , uyanmak istemedim.

acı veren şarkılar

muse - unintended , evet bu şarkı sizi derbeder edebilir.

mr robot

duyduğuma göre baya güzel diziymiş , breaking bad le bile kıyaslama yapıyolar. ulan dizi zaten yeni , elbette sağlamdır ama breaking bad kadar iyi olacağını tahmin etmiyorum , umarım şaşırtır beni.

yazarların şu an dinlediği şarkılar

slayer - cult.

radyo uludağ black metal zirvesi

unutmazsam kesinlikle katılacağım zirvedir , umarım thrash metale de yapılır.

kıvırcık saçlı olmak

evet fazlaca zordur. her gün yıkamak ve bakım yapmak gereklidir. şahsen ben aşırı kabarık ve elektriklenmiş olmasını sevmiyorum ve saçlarımı taramıyorum , onun yerine her gün yıkadıktan hemen sonra tek tek ellerimle açarak bazı bakım ürünleri kullanıyorum öyle kesinlikle daha hoş ve daha güzel bukleler oluyor. kıvırcık saç sürekli bakım gerektirir , tabi güzel gözükmesini istiyorsanız. yanınıza tercihinize göre saç bakım kremleri ve sprayleri taşımalısınız. 2 yıldır saçımı düzleştirmiyordum , ilk defa bu hafta bir kere düzleştirdim hiç gerek yok arkadaşlar. adidas olmak varken adasdas olmaya ne gerek var ? neyse bu işin şakası , saçınıza aşırı ısı verip tahrip etmenize hiç gerek yok. elbette düz saçta yakışıyordur fakat saça oldukça fazla zarar verir. biraz önce de dediğim gibi onca saçı her gün yıkamak kurutmak ve bakım yapmak oldukça zorluyor fakat gerçekten çok hoş duruyor. onca emeğin karşılığını görüyoruz çünkü.

betrayer

şu anda dinlediğim kreatorun sağlam parçalarından biri. fazla iyi.